Japonya’da Yeni Bir Dönem: Reiwa

© Esen, Esin, 2019, “Japonya’da Yeni Bir Dönem Başlıyor: Reiwa, esinesen.com A New Era in Japan: Reiwa] (19.04.2019’da yazıldı. 30.04.2019’da yayınlandı) (Yazının  tam metnine linkten ulaşabilirsiniz) Aşağıda özeti bulunuyor. Japonya’da 1 Mayıs 2019’da yeni İmparator’un tahta çıkışıyla birlikte yeni bir hükümranlık dönemi başladı. Japonya’da bizim bildiğimiz tarihlendirme sistemiyle birlikte kullanılan bu dönemlere, özel bir isim veriliyor. Yeni hükümranlık dönemi Reiwa olarak adlandırıldı. Günümüzde, hükümranlık dönem isminin belirlenmesinde İmparator’un resmi olarak söz hakkı bulunmuyor, hükümet tarafından belirleniyor. Bir grup uzman tarafından kabineye sunulan öneriler arasından seçilen Reiwa ismi, Japon tarihinde ilk defa bir Çin Klasiğinden değil, Japonlarca oluşturulan bir eserden (Man’yōshū Şiir … Continue reading Japonya’da Yeni Bir Dönem: Reiwa

Algı, Çeviri “ Yerelleştirme [Localisation]” ve “Black Friday” :)

“Localisation” ya da “language localisation” Türkçeye “yerelleştirme” olarak aktarılmış bir kavram, bir ürünün hedef kültüre uygun şekilde pazarlanmasında, çeviri ve dil olanaklarını kullanarak “yerelleştirilme”sine işaret ediyor. Bahsedilen ürün web sayfası, yazılım, oyun, uygulama ya da farklı bir ürün olabilir. Bu kavram, çeviribilimdeki Skopos ve Eylem Kuramlarıyla örtüşen yönleri olsa da “localisation” sadece ürün pazarlamasına odaklı. Peki nasıl bir süreç “yerelleştirme”? Diyelim ki elinizdeki ürün dijital bir oyun. Türk pazarında satmak için “yerelleştirmeniz” istendi. Yapacağınız iş sadece Türkçeye aktarmak olmuyor bu noktada. Oyundaki kurgu, karakterler, isimler gibi pek çok öğeyi göz önünde bulundurarak Türk algısındaki karşılıklarını kontrol etmelisiniz. Hedef kültürde rencide edici olduğunu ya da hedef kültüre … Continue reading Algı, Çeviri “ Yerelleştirme [Localisation]” ve “Black Friday” 🙂

JAPONCA SÖZCÜKLERİN TÜRKÇEDE YAZILIŞINA DAİR

Bu yazıya atıf için: Esen, Esin, (2017), Japoncanın Türkçede Transkripsiyonu, esinesen.com. Pdf olarak indirmek için tıklayınız. Japonca sözcüklerin yazılışı ile ilgili (transkripsiyon) pek çok soru geliyor bana. Neyin nasıl yazılması gerektiği, benim çalışmalarımda kullandığım tercihler ve daha pek çok konu. Bu sorulara elimden geldiğince, tek tek yanıt vermeye gayret ediyorum. Bir sabah iki saatimi böyle bir maile ayırınca 🙂 bu yazıyı yazmaya karar verdim. Daha önce yaptığım çalışmalar, hazırladığım raporlardan da yararlanarak, bana gelen tüm bu sorulara cevap niteliğinde bir metin hazırlamaya çalıştım. Yazıyı bu konuda kendi karşılaştığım zorluklar, getirdiğim çözüm önerileri ve yaptığım araştırmalar temelinde oluşturdum. Özellikle Japonca dünyasının dışında … Continue reading JAPONCA SÖZCÜKLERİN TÜRKÇEDE YAZILIŞINA DAİR

Japon Minyatürcü Rie Kudō’ya Üçüncülük Ödülü

以下の日本語版もご覧いただけます。 Eminim çalışmalarını gören herkes etkileniyordur. Yine de nedense minyatürlerine en sevinen benmişim gibi geliyor 🙂 Düşünsenize Heian Döneminin (1000 yıl önce) 12 kat kıyafetini giyen bir Japon güzeli ve geçmiş çağlardan yağız bir Türk delikanlısı aynı minyatürde! Eserine baktıkça aklımda onlarca şey canlandı… Merak ettim kendisine sordum. Ne hayal etmiş, ne anlatmış? Soruların cevaplarını bu yazıda bulabilirsiniz. Keyifli okumalar. Rie Kudō’yu Kotodama İstanbul’un ilk kitabının Japonca kapağındaki muhteşem minyatürleriyle tanıyoruz. Şimdi ondan güzel bir haber daha paylaşıyorum. Geleceğin Ustaları yarışmasında, yeni eseriyle üçüncülük ödülü kazandı. Eserinin ismi Kadir-i Mutlak. Beni çok etkiledi! Minyatürün bir yanında, bir Japon kadın var. 12hitoe … Continue reading Japon Minyatürcü Rie Kudō’ya Üçüncülük Ödülü

Dil Öğrenmek, Çeviri ve Eşofmanlı Şevket Hoca

Geçen gün Armağan Çağlayan Hepsi Bugün Oldu programına Japon dansöz Millia Meg’i konuk etti. Çağlayan, sohbet sırasında bir ara Japoncanın zor olduğundan bahsederek, konuğuna, seni seviyorum Japonca nasıl denir, diye sordu. Japon dansözün cevabı “anata wo aishite iru” oldu. İşte o cevap içimdeki Eşofmanlı Şevket Hocayı çıkardı! “Biz bunu küpaylan anlattık  🙂 ” Aklımdan o kadar çok şey geçti ki. Elbette bu yazacaklarım dil, kültür, algı ve çeviri üzerine olacak. Millia’nın ekranda, o durumun koşullarında söylediklerini sadece buna vesile olmuş bir örnek olarak ele alıyorum. Türkiye’yi ve sanat olarak kabul ettiği dansı çok seven Millia’ya çalışmalarında başarılar diliyorum. Gelelim konumuza. Peki … Continue reading Dil Öğrenmek, Çeviri ve Eşofmanlı Şevket Hoca

Tercümanın Yaptığı Hunharca mı? Yoksa Yetenek mi?

Söz konusu Japoncadan çeviri olunca ister istemez ilgimi çekti. “Hunharca” çeviri nasıl yapılmış merak ettim biraz araştırdım  🙂 Sosyal ağlarımızda sayısız malumat dolaşıyor. Kimi zaman yazılı gördüğümüz için, beynimiz, gördüğü şeyi kaydediyor ve doğru kabul ediyor. Bugün, sosyal ağımda defalarca gördüğüm bir haberden bahsedeceğim. Bu sefer televizyondan ve gazetelerden sosyal ağa aktarılan bir haber. Şansal Büyüka, Bursaspor futbolcusu Hosogai’la yapılan röportajda İngilizce konuşan ve Hosogai’in verdiği Japonca cevapları Türkçeye çeviren tercümanın doğru çeviri yapmadığını, bunun camiaya saygısızlık olduğunu söylüyor. Hosogai’in mimiğini ise gülmek olarak değerlendiriyor. Tercümanın yaptığı şeye yorumu ise şu: “Kafasına göre tercüme ediyormuş gibi kamuoyuna tercüme yapıyor.” Hürriyet … Continue reading Tercümanın Yaptığı Hunharca mı? Yoksa Yetenek mi?

Çeviri ve Yaşamaya Dair Bir Hayat Hikayesi

Ne çok etkiledi beni bu hikaye. El Pais’ten aktarıyorum. Yang Jiang Çinli bir kadın ülkesinin önde gelen yazar ve akademisyenlerinden biri. Cervantes’in Don Kişot eserinin tam metnini ilk kez Çince’ye aktaran çevirmen. Öyle bir yaşam hikayesi ki, çeviri, edebiyat, insanın içinde yaşadığı dönemle ilişkisi ve yapabilecekleri… Sonsuz düşünceler sarmallanıyor okudukça… Yang Jiang 1911’de Pekin’de doğuyor. Lisansını politika üzerine yapıyor. Yüksek lisansını  yabancı edebiyat üzerine. 1930’ların sonunda kocasıyla birlikte Birleşik Krallık ve Fransa’ya gidiyor. İngilizce ve Fransızca öğreniyor. Ülkesine döndükten sonra bu dillerden tiyatro eserlerini Çince’ye çevirmeye karar veriyor. İspanyolca ile tanışması ise 1950’de Lazarillo de Tormes’i Fransızca’dan çevirmesi ile oluyor. … Continue reading Çeviri ve Yaşamaya Dair Bir Hayat Hikayesi

BİR DÖNEMDEN DİĞERİNE – JAPONYA’DAN BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ

Bazı öyküler insanı derinden etkiliyor. Aklının içinde dönen sorular ve binlerce düşünce… Bu yaşam öyküsü de benim için öyle oldu. Japonya’nın feodal döneminden modernleşme sürecine girdiği, Batı’ya dair her şeyin hızla Japonya’ya aktığı bir dönemde yaşamış, o dönemi şekillendirmiş bir isim Yukichi Fukuzawa. Fukuzawa, alt kademe bir samuray ailesinden geliyordu. Çocukluk ve gençlik yıllarında Japonya’da sınıflar arası fark o kadar kesin belirlenmişti ki “sanki bu durum insanoğlunun icadından çok doğanın değişmez ve kaçınılmaz bir kuralı imiş gibi (Blacker, 2006: 3)” değiştirilemez görülüyordu. Fukuzawa çocukluğunda bu duruma öfke duyarak, nasıl uzaklaşacağını düşünürken önüne gelen bir fırsatla Hollanda Bilimi (蘭学) çalışma yolu önünde açılır. … Continue reading BİR DÖNEMDEN DİĞERİNE – JAPONYA’DAN BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ